Tag Archives: ile

ile

105.
Kaçınılmazca bencillik var mıdır her ilişkide, diye düşündüm- daha önce de gelmiştim bu soruya; hani, sen de bana, “Beni bunun için mi tutuyorsun yanında?” diye sormuştun ya, benim “bencil” sayılabilecek bir ‘doyum’umu kastederek:-

-Yalnızca “Bunu kendime istiyorum” dediğimiz zamanlarda değil, “Bunu senin için istiyorum” dediğimiz yerlerde de, bu isteyen ‘ben’ b e n değil mi, işte?!…

Bu temel bencilliği yokederek ya da en azından dizginleyebilerek , etkisizleştirerek, gerçek bir karışılıklığa eşitler olarak katılmanın bir yolu olmalı -yoksa, benim anlamağa ve anlatmağa çalıştığım anlamda, ilişki olanaksız demektir- yoksa, ilişki içindeyken senin de benim de her yaptığımız karşılıklı bencilliklerimizin sonuçları; kurabileceğimiz en ‘uyumlu’ ilişki de, bencilliklerimizi karşılıklı olarak ötekinde doyurmamıza kurabildiğimiz bir ‘uyum’dan ibaret olurdu.

Böyle olmamalı —

Ama, başka türlüsünü yapmak da elimizden geliyor mu?

– Nietzsche şöyle bir şey söyler:

Der Egoismus ist soviel wert, als derjenige wert ist, der ihn hat.

(Ezbere ve kötü çeviriyorum)

Bencillik, kiminkiyse, onun değeri kadar değerlidir.

Bundan ilk çıkarılabilecek sonuç, bencilliğin değerli de olabileceği: kendiliğinden, toptan değersiz olmayabileceği – hemen değersiz sayılabileceği durumların ötesinde bir belirlemesi olmalı, demek ki – ikincisi de şu: kişi bencil sayılabileceği durumlarda bile, değerli olabilecek şeyler yapabilir:

-İlişkide ortaya çıkan- kişileri öteki kişiden ya da ilişkiden dolayı duydukları- duyguları düşün:

Sevinç, kıvanç, gönenç ve tabii mutluluk…

Ve şöyle düşün: B a n a sevinç, kıvanç, gönenç, mutluluk veren, önem verdiğim, değer verdiğim, sevdiğim s a n a, sevinç, kıvanç, gönenç, mutluluk vermekse…

– Alıyorum ama sana vererek – b a n a veriyorsun; ma bu benim s a n a verdiğim bir şey – alıyorum, ama bu s e n d e n aldığım bir şey…
-sen b a n a veriyorsun; ama bu, benim de s a n a verdiğim bir şey -ben alıyorum ama benim de s e n d e n aldığım bir şey…

Bilmiyorum böylesi ‘denklem’ler işi çözüyor mu; ama benciliğin ö t e s i n d e bir anlamı olmalı, ilişkinin-

Yoksa, boşuna olurdu her şey -boşuna yaşamış olurduk, her şeyi

Öyle mi-
öyle olabilir
mi?

-Başka kavramlar da çıktı ortaya zaman içinde:

Bunlardan biri ‘dayanma gücü’ : kişilerden birinin, ötekinin güçsüz kaldığı bir noktada, işte, ona ‘güçlülük’ vermesi -ama bir ‘özveri’ olarak değil: öbürünün, anlam bulamadığı bir yerde, ona anlamlılık kazandırması; o da yanındadır diye, ondan kendine bir şeyler alması; kendisinden ona bir şeyler vermesi…

Bunlar (da) ‘bencilliğe’ çare
mi-
Bilmiyorum.

Oruç Aruoba

Yorum bırakın

Filed under kitap, kitaplık